Ana Sayfa
ZİYARETÇİ DEFTERİ
HAKKIMDA
HABERLER
MAKALELER
=> OLUMSUZ DÜŞÜNEN İNSANLARI DUYMAYIN.
=> SULTAN II. BAYEZİD KÜLLÜYESİ DARÜŞŞİFASI
=> ZİHİNSEL ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARI OLAN EBEVEYNLERE ÖNERİLER
=> BEKLENTİ VE ZORLUKLAR
=> ÖRNEK BİR YEREL YÖNETİM
=> HİPERAKTİF ÇOCUKLAR VE İLAÇ KULLANIMI
=> ON YEDİNCİ MİLLÎ EĞİTİM ŞÛRASI'NDA ÖZEL EĞİTİM
=> KAYIP YILDIZ
=> BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
=> ENGELLİLERDE REKREASYON
=> BESLENMENİN ZİHİNSEL GELİŞİM ÜZERİNE ETKİSİ
=> Çocuğum çok ders çalışıyor ama başarılı olamıyor?
DOKÜMANLAR(Özel Eğitimcilere)
FORUM
ENGELLİ SPOR
MEVZUAT
PROGRAMLAR
YAYINLAR
KURUMLAR
ENGELLİ SAĞLIĞI
ARAŞTIRMALAR
TEZLER
ÖZVERİ DERGİSİ
AİLE EĞİTİM SETİ
ENGELLİ VE TEKNOLOJİ
YARARLI LİNKLER
ENGELLİ VE DİN
ENGELLİ FİLMLERİ
KİTAPLAR
ÜNLÜ ENGELLİLER
KÖŞE YAZARLARI
ENGELLİ HAKLARI
EĞİTİM VİDEOLARI
BEKLENTİ VE ZORLUKLAR

 
BEKLENTİ VE ZORLUKLAR

Şahin GÜRLEK
Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü 

Bir insanın hayatta yaşayabileceği en güzel duygulardan ve mükemmel olaylardan birisi hiç kuşkusuz çocuk sahibi olmaktır. Anne baba olacağımız zamanları güzel hayallerle, beklentilerle ona alacağımız giysilerle süsleyip beklemeye başlarız. Hiçbir anne baba çocuğunda meydana gelebilecek olumsuz bir durumu düşünmek istemez, beklemez. Ancak doğumdan sonraki zamanlarda şüphe uyandıran, fark edilen ve normal kabul edilmeyen durumlar bizleri farklı kaygılara, düşüncelere ve ortamlara sürükleyebilir.
Bu tür düşünce ve ortamlara girmemek açısından çocuk sahibi olmadan önce bizlerde var olabilecek hastalıkların kalıtsal haline gelmemesi, çocuklarımızda görülmemesi için “bir sey olmaz” düşüncesini terk ederek bir an önce tıbbi tedavisi yoluna gidilmesi gerekmektedir. Geçmişte pek çok çocuğumuz tedavisi mümkün olan kan uyuşmazlığı nedeniyle ailesiyle birlikte sıkıntılı dönemler yaşamış, hatta ömür boyu üzerinde taşıyacağı engelli durumuna getirmiştir. Ateşli hastalıkların ve akraba evliliklerinin de benzer durumları yaratmada büyük etkenlerdendir.
İstenmeyen durumların ortaya çıkmasından sonra söylenecek “keşke”lerin hiçbir faydası olmayacaktır. Konunun önemsenmesi açısından bu duruma torun sahibi olacak tecrübeli anne babaların da olumlu yönlendirmelerinin olması gerekecektir. Sonradan yapılacak tüm maddi harcamalar bile yetersiz kalabilecektir. Tedbir açısından önceden yapılabilecek harcamalar sonradan yapılacaklar karşısında önemsiz bir duruma düşecektir.
Anne baba olmak kolay değildir. Ancak engelli bir çocuğa anne-baba olmak gerçekten çok daha zor bir görevdir. Bizler kişi ve kurum olarak onlara en yakın tanık olarak yaşayanlarız. Ama hani
derler ya; “ateş düştüğü yeri yakar” diye, gerçekten bu durum da tam anlamıyla böyledir. 

Engelli bir çocuk için erken teşhis(tanı ya da belirleme) çok önemlidir. Öncelikli olarak tıbbi değerlendirmesinin yapılarak tedavisine başlanması durumun iyileştirilmesi ya da kötü yönde ilerlememesi açısından son derece önemlidir. Zaman kaybedilmeden öncelikle sağlık daha sonrada eğitim önlemleri alınmalıdır.
Her ne konumda olursa olsun, çocuğumuzun olduğu gibi kabul edilmesi ileride karşılaşılacak sorunların üstesinden gelinmesinde atılacak önemli bir adımdır. Kimi zaman bazı ailelerimizin olumsuz davranış ve ortamlarla çocuklarını engelli durumuna koyabilmektedir. Aşırıya kaçarak baskı, fiziksel ceza, alay etme, fırsat tanımama, ilgilenmeme, koruma gibi davranışlarla İçine kapanık, aşırı hareketlilik, aileye bağımlılık gibi durumları ortaya çıkarıp, çocuklarımızı okul yaşantılarında başarısızlığa götürebilmekte, arkadaşlarından geri kalmalarına sebep olabilmektedir. Böylece olumsuz aile davranışları da normal durumda bulunan çocuğu engelli durumuna getirebilmektedir.
Yaşadıklarımızla pek çok engelli durumda bulunan çocuklarımızın aile sevgisi, ilgisi ve desteğiyle hayatı seven, kendine güvenen ve mücadele eden yapıyı oluşturduklarını görüyoruz.
Çocuklarımızın bu yapıyı oluşturmada, toplumumuza kazandırılmasında sokakta yürürken gördüğümüz insanların, toplu taşıma araçlarında ki insanların, komşuların, akrabaların tepkileri, bakış açılarının çok önemli olduğunu da bilmek gerekir. Zaman zaman insanlarımızın yanlış davranış ve sözlerinin engelli konumunda bulunan çocuklarımızı ve ailelerini yıprattığını biliyoruz.
Deprem ve kaza gibi birçok nedenlerle artan engellilik durumu her an başımıza gelebilir. Her şeyin insanoğlu için olabileceği, ortalama %10 umuzun karşılaşabildiği zor bir durumu anlayabilmek için bu durumun kendi başımıza gelmeyi beklemeyelim.
Kimi zaman okul ve sınıf ortamlarımda yanlış aile davranışlarıyla karşılaşıyoruz. Çocuğunun bulunduğu okulda, sınıfta ya da sırada engelli çocuğu istemeyen ailenin kendi çocuğunun, torununun ya da yakınının engelli duruma düştüğünde yanına oturacak arkadaş bulamayacağını da aklından çıkarmasın. 

Başarılı ya da başarısız, engelli ya da normal hangi durumda olursa olsun çocuğumuzun kabulü, dışarıdan gelebilecek bütün tepkilerden daha az etkilenmenize yardımcı olacaktır. Bu da bizim çocuğumuza desteğimizi artıracaktır. Ve siz, kabullenmiş bir anne-baba olarak çocuğunuzu topluma daha kolay kabul ettirirsiniz.
Engellere neden olan engelleri bilerek pek çok engeli ortadan kaldırabiliriz. Çocuğumuzu tanıyarak, gelişim çağı özelliklerini bilerek onları daha kolay anlayabilir, kendi işimizi de böylece kolaylaştırabiliriz. Sonradan gelebilecek istenmez yükleri başlangıçta ortadan kaldırabiliriz. Kendi ellerimizle
yetiştirdiğimiz çocuklarımızdan kendimiz şikayet eder duruma gelmeyelim. Çoğu zaman ailelerin kendi durumlarını kendilerinin daha da zorlaştırdıklarını görebiliyoruz. Belli bir seviyeye gelen çocuklarımızın davranışlarını yıkıp yeniden yapmak mümkün olmayacaktır. Sonuçlarını bilirsek onları ortaya çıkarmadan, onlardan kaçınmamız mümkün olacaktır. Kendi engelimizi kendimiz yaratmayalım.

Ailelerimiz, insanlarımız kafalarındaki soru işaretlerini ortadan kaldırabilmek için konularıyla ilgili kurum ve kişilere giderek, bilgi edinmeleri gerekir.
Aile içi çatışmaların çocuklarımızda fiziksel, davranışsal ve duygusal problemlere yol açabileceğini unutmayalım. Çocuklarımız tertemiz beyaz bir sayfa gibidirler. Ne çizilirse onu yansıtırlar. Temiz kağıda kaleminizle birazcık zorlayarak bir işaret koyun. Ne kadar silerseniz silin o işareti ortadan kaldırmanız mümkün değildir. O halde çizgiyi çekmeden önce bir kez daha düşünmek gerekir. “Keşke”lerimiz nedeniyle çocuklarımızı ömür boyu üzerinde taşıyacağı izlere neden olmayalım. Bu durumlar ailelerimizin yüreğinden de ömür boyu silinmeyecektir.
İçinde yaşadığımız toplumumuzdaki tüm insanların bakış açılarını daha geniş tutarak karşısındaki çocuğa, arkadaşa, kişiye ön yargısız yaklaşmaları en büyük dileğimizdir. Hiç birimiz hata yapmadan büyümedik. Öyleyse o küçüklerde hata yapabilecektir. Biz fırsat verirsek engelli de olsa o yüreklerin neler yapacaklarını görme fırsatını yakalayabiliriz.
Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle…

SAYAÇ 52979 ziyaretçi (69661 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol